Vücudumuzda en ufak bir rahatsızlık hissettiğimiz zaman çoğumuz hemen soluğu doktorda alır hale geldik. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre Türkiye'de her gün bir buçuk milyonun üzerinde insan doktora gidiyor.
Böyle olunca da, her türlü tedbirlere rağmen hastanelerdeki yoğunluğun azaltılması için yapılan tüm çalışmaları boşa çıkarıyor. Sağlık Bakanlığı’nın istatistikleri Türkiye'de ilaç israfının hangi boyutlara ulaştığını ortaya koyuyor.
Rakamlara göre ülkemizde her birimiz yılda 30 kutu ilaç tüketiyoruz. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verileri de ülkemizde hastalık hastası olanların çoğaldığını ortaya koyuyor. Zira istatistikler her gün bir buçuk milyonun üzerinde kişinin değişik sebeplerle doktora gittiğini belirtiyor. Yapılan çalışmalar ve elde edilen istatistiklere göre ülkemizde hastanelerin ve aile hekimlerinin bu kadar yoğun olmalarının, insanların adeta doktora gitmek için bahane aramalarının en büyük sebebi korkuları.
REÇETELERİN YARISI GEREKSİZ
Türk Eczacıları Birliği (TEB) Başkanı Erdoğan Çolak ilaç israfıyla ilgili yaptığı açıklamada, Türkiye'de reçeteye yazılan her iki ilaçtan birinin gereksiz reçete edildiğini düşündüklerini söyledi. İlaç israfının akılcı olmayan ilaç kullanımından kaynaklandığını kaydeden Çolak, ''İlaçların gereksiz kullanılması, doktor tarafından reçetelenmeden ve eczacı tarafından önerilmeden üçüncü şahısların önermesi veya bilimsel olmayan duyumlar ve öneriler doğrultusunda kullanılması bu durumun nedenleri arasında gösterilebilir. Ayrıca, ilaç kullanımının yarıda kesilmesi ve ilaç tedavisinin doktor yönlendirmesi olmadan bırakılması en önemli israf nedenleri arasındadır. Bir diğer deyişle, ilaçların akılcı olmayan kullanımı toplum ve birey sağlığını tehdit etmesinin yanı sıra ilaç israfının ana sebeplerindendir'' dedi.
HASTALIKLARIN SEBEBİ KENDİMİZ
Konuyla ilgili yapılan birçok bilimsel araştırma, insanların her bahanede doktora koşmaları ve ilk fırsatta derhal ilaca başvurmalarının yanlış olduğunu ispatlasa bile, doktorların bu ısrarlı ikazlarını dinleyen yok. Bütün hastalıkların en büyük sebebinin aslında kişinin kendisi olduğuna dikkat çeken uzmanlar, "Sağlığımızı tehdit eden en önemli sebeplerin başında aslında korku ve evham gelmekte. Bütün doktorlar ve ilaçlar bir araya gelse bile içimizdeki hekim kadar güçlü olamaz. Çünkü içimizdeki hekim yedek parçayı orijinal kaynağından alır, dış hekim yan sanayi çalışır. İçimizdeki hekimi unuttuk. Bizim her fırsatta telaşla doktora gitmemize sebep olan en büyük etkenlerin başında korkularımız geliyor. Yapılması gereken tek şey, sükunet. Yani istirahat ederek, ruh, zihin, beden bütünlüğünü tekrar oluşturmak ve bağışıklık sistemini güçlendirmektir. O zaman hasta olmayız, doktora da gitmeyiz, ilaç ta içmeyiz” diye belirtiyor.
HANE BAŞI 10 KUTU İLAÇ
Türkiye İlaç Sektörü'nün istatistiklerine göre, 2016'da ülkemizde 2 milyar kutu ilaç satılmış. Evlerimizde bulunan ecza dolaplarında ve buzdolaplarında tedbir amaçlı sakladığımız ilaçlar hane başı 10 kutu. Her geçen gün artan dünya nüfusu ve uzayan ortalama insan ömrü sayesinde, ilaç sektörüne olan talep istikrarlı bir şekilde büyüyor. İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre, Türkiye'de yıllık ilaç israfının 500 milyon dolar civarında olduğu açıklandı. Hemen hemen her evde adeta mini bir eczane mevcut. Hiç kullanmadan miadı dolunca çöpe attığımız ilaç kutularını tedbiren saklamamız servet kaybı. Vatandaşlara, kesinlikle doktor tavsiyesi ve reçetesi olmadan, ilaç kullanmamalarını öneren sağlık uzmanları, ilaçların birtakım yan etkileri olabileceğini, kendi kendine kullanılması halinde, bu yan tesirlerin ölüme kadar götürebilecek etkileri olduğunun akıldan çıkarılmaması gerektiğini belirtiyorlar.
5 YILDA 362 TON İLAÇ ÇÖPE ATTIK
Dünya Sağlık Örgütü'nün tahminlerine göre, ilaçların yüzde 50'sinden fazlası uygun olmayan şekilde reçeteleniyor, temin ediliyor veya satılıyor. Tüm hastaların yarısı da ilaçlarını doğru şekilde kullanamıyor. Türkiye'de sağlık harcamalarının yüzde 60'nın ilaca gittiği düşünüldüğünde önüne geçilemeyen ilaç israfının hangi boyutlara ulaştığı daha iyi anlaşılır. İlaçların bilinçsizce atılması ekolojik dengeye büyük zararlar verdiği gibi, önemli bir ekonomik kayba da neden oluyor. 2017 yılında yayınlanan bir araştırmaya göre, Türkiye'de toplanan 362 bin kilogramlık atık ilacın yüzde 29'unun son kullanma tarihinin geçmediği, yüzde 45'inin ise kutusunun dahi açılmamış olduğu ortaya kondu. Araştırmalarda, 2012'de 22 bin 500, 2013'te 22 bin 110, 2014'te 50 bin 240, 2015'te 67 bin 80, 2016 yılında ise 85 bin 880 kg ilacın kullanılabilir halde iken imha alanına gittiği belirlendi.
AKILCI İLAÇ KULLANIMI
Tüm dünyada yanlış, gereksiz, etkisiz ve yüksek maliyetli ilaç kullanımı çeşitli sorunlara yol açıyor. Bu etkiler arasında hastalık ve ölüm oranlarında artış olması, ilaçların yan etki riskinin artması, kaynakların yanlış tüketilmesi sonucu, temel ilaçlara bile ulaşılabilirliğin azalması sebebiyle, bu konuya çare arayan ülkeler, Dünya Sağlık Örgütü'nün öncülüğünde, "Akılcı İlaç Kullanımı (AİK)" çalışmalarını devreye soktu. Akılcı İlaç Kullanımı'nın sağlanması, halkın bilinçlendirilmesi konusunda, farkındalığın oluşturulması ve toplum bilincinin artırılması için Başta sağlık Bakanlığı olmak üzere, sorumluluk sahibi olan doktorundan hemşiresine tüm sağlık personeline, sağlık sektörü temsilcilerine. STK'lara ve bilhasa tüm hasta va hasta yakınlarına çok büyük görev düşüyor.
SGK BÜTÇESİNİN YARISI İLACA
2018 yılı istatistiklerine göre SGK, 2 milyar kutu ilaca 25 milyar lira ödedi. Geçmiş yıllarda her 100 reçetenin 35'inde görülen antibiyotikler, yürütülen Akılcı İlaç kullanımı kampanyası ve bilinçlendirme çalışmaları sayesinde 29 reçeteye düştü. Aile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın bütçesinden 2018'de 54 milyar 442 milyon lira ödenek alan SGK, ilaç ödemelerine 25 milyar 166 milyon lira ödedi.
TONLARCA İLAÇ ÇÖPE
Dünyada olduğu gibi ilaç israfı ülkemizde de had safhada. İlaç kullanımında bilinçsiz davranan vatandaşlar, doktora yazdırdığı ilaçları, hiç kullanmadan miadı dolunca çöp kutusuna atıyor. Atılan ilaçlar hem insan sağlığına, hem doğaya zarar veriyor.
Yorum yazarak Cesur ve Tarafsız Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Cesur ve Tarafsız Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Cesur ve Tarafsız Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Cesur ve Tarafsız Haber değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Cesur ve Tarafsız Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Cesur ve Tarafsız Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Cesur ve Tarafsız Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Cesur ve Tarafsız Haber değil haberi geçen ajanstır.